Yayınlanma tarihi: 26/12/2017 15:24

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 23. Dönem 13. Toplantısını, 26 Aralık 2017 tarihinde tek gündemle Ankara TÜRK-İŞ Genel Merkezin de yaptı. Toplantıya sendikamızı temsilen Genel Başkanımız Veli Solak katıldı.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Kamu İktisadi Teşebbüslerindeki (KİT) taşeron işçilerin kadro durumuyla ilgili, "1 milyon 20 bin insanın kadroya girdiği yerde 50 bin insanımız kadroya girmiyor. Böyle olunca 1 milyon 20 bin kişinin kadroya girmesi, kadroya girmeyen 50 bin kişinin gölgesinde kalıyor." dedi.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun ardından düzenlediği basın toplantısında, Başkanlar Kurulu'nun birinci gündem maddesinin taşeron işçilerin kadro düzenlemesi olduğunu söyledi.

Kadro kapsamına dahil edilmeyen 69 ayrı kurumda toplam 50 bin çalışanın bulunduğunu aktaran TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, şunları kaydetti:

"1 milyon 20 bin insanın kadroya girdiği yerde 50 bin insanımız kadroya girmiyor. Böyle olunca 1 milyon 20 bin kişinin kadroya girmesi, kadroya girmeyen 50 bin kişinin gölgesinde kalıyor. 1 milyon 20 bin kişinin kadroya alınmasıyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanına ve Başbakana, Meclis'teki bütün siyasi partilere mesele sonlandırıldığı için teşekkür ediyorum. Türk-İş Başkanlar Kurulu olarak 50 bin kişi ile ilgili kadro talebinin de biran evvel çözüme kavuşturulmasını talep ediyoruz."

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, kadro düzenlemesiyle ilgili 15 Aralık'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile görüştüğünü belirterek, "Sayın Bakan KİT'lerle ilgili büyük bölümünü halledeceğini, kimseyle konuşmanın gerek olmadığını ifade etti. Aradan 10 gün geçti, Pazar günü açıklanan Kanun Hükmünde Kararnamede KİT'ler yok. Kadro düzenlemesi Kanun Hükmünde Kararnamede yayımlanmayıp, Meclis'e gelseydi bu sıkıntıları, bu problemleri anlatma imkanı bulurduk." dedi.

Türk-İş yönetimi olarak dün akşam Başbakan Binali Yıldırım ile görüştüklerini anımsatan Atalay, "Bir buçuk saatlik görüşme yaptık. KİT'leri ifade ettik, Kanun Hükmünde Kararnameden dolayı imtihanların şeklini sorduk. Bu imtihanlarla ilgili hiçbir sıkıntı olmayacağını, bu imtihanların güvenlik soruşturmasından ibaret olduğunu ifade etti. Bunun dışında asgari ücreti konuştuk. Bin 983 liralık talebimizi orada da dile getirdik." bilgisini verdi.

Bir basın mensubunun, görüşmede KİT'lerdeki çalışanların kadro durumunun gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "50 bin kişiyle ilgili açıkladığımızın dışında başka kimseyi şu anda kadroya almayı düşünmüyoruz. 'Ekonomi yönetiminin verdiği rapora göre hareket edildi' denildi. 50 bin kişiyle ilgili akşam net, müsbet ve iç açıcı bir haber almadık." diye konuştu.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, bu çalışanlarla ilgili Türk-İş olarak hangi girişimlerde bulunacaklarının sorulması üzerine ise "Nasıl taşerona kadroyu 10 senedir konuştuysak, 50 bin çalışanın kadro sorunu da çözülene kadar konuyu kamuoyunun gündemine getirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının taşerona kadro düzenlemesiyle ilgili Üçlü Danışma Kurulunu toplamamasını eleştiren TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, düzenlemeyle ilgili 12 olduğu söylenen maddelerin ikisinin hala kamuoyuyla paylaşılmadığını savundu.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, ücretli çalışanların ağır vergi yüküyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, çalışanların ocak ayında aldığı ücreti vergi kesintileri nedeniyle aralık ayında alamadığını söyledi.

Ocak ayında net 2 bin 500 lira ücret alan bir çalışanın vergi kesintileri nedeniyle aralık ayında yaklaşık 350 lira düşük ücret aldığını belirten TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bu durumda yaptığımız toplu iş sözleşmesinin hiçbir anlamı yok. Bize ocak ayında verilen ücreti aralık ayında da versinler, boş yere toplu iş sözleşmesi yapmayalım. 2 bin 500 liralık ücrette 350 liralık kayıp oldukça fazla. Onun için çok kazanandan çok vergi alsınlar, düşük ücretliden vergi almasınlar. Zenginin vermediği vergiyi asgari ücretli veriyor. Bu ülkenin biran önce ücretlilerle ilgili vergi düzenlemesine ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.

Son dönemde sendikal örgütlenmelerinin önünde bazı engellerin söz konusu olduğunu dile getiren TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kamu kurum ve kuruluşlarında sıkıntımız yıllardır devam ediyordu. Bu kervana şimdi üniversiteler katıldı. Gazi Üniversitesinde, Niğde'de, Akdeniz Üniversitesinde iş yerindeki işçilere memur sendikaları ile işçi sendikaları beraber gidip 'bu sendikaya üye olmazsanız kadro alamazsınız. Bu imtihan, bunun için' gibi akıl tutulması söylemler devam ediyor. Lütfen iş yerlerindeki işçi arkadaşlarımızı serbest bıraksınlar. Kim, hangi sendikaya üye olmak istiyorsa üye olsun. Özellikle memurlar, belediye başkanları, siyasiler, üniversitedeki öğretim üyeleri bu işe müdahale etmesinler. Bununla ilgili elimizde ses ve görüntü kayıtları var. Bu Türkiye'ye yakışmıyor. Bu konudaki rahatsızlığımızı dün Başbakan'a ifade ettik. Şimdi de tüm kamuoyuyla paylaşıyorum."

Toplantının sonunda Türk-İş Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisi yayınlandı.

 

TÜRK-İŞ BAŞKANLAR KURULU BİLDİRİSİ

(Ankara, 26 Aralık 2017)

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 23. Dönem 13. Toplantısını 26 Aralık 2017 Salı günü Ankara’da olağanüstü olarak tek gündemle yapmış, yapılan değerlendirmelerin ardından aşağıdaki hususların duyurulmasına karar vermiştir:

  1. “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” 24 Aralık 2017 Tarihli ve 30280 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 696 Karar Sayılı KHK içerisinde alt işveren işçisiyle ilgili düzenlemeler de yapılmıştır. Çalışma yaşamının yıllarca kanayan bir yarası olan kamuda taşeron uygulamasının sona erdirilmesi ve alt işveren işçisi olarak çalışanların kadroya (belirsiz süreli iş sözleşmesi) alınması konusunda yıllar sonra bir düzenleme yapılmış olması, kadroya girenler açısından olumlu karşılanmış, emeği ve katkısı olanlara teşekkür edilmiştir.
  2. Ancak, yaklaşık bir milyon alt işveren işçisini doğrudan ilgilendiren bir konuda, sosyal taraflarla taslak paylaşılmadan, eleştirileri dikkate alınmadan, TBMM’de müzakere imkanı sağlanmadan, kamuoyunda geniş şekilde tartışılmadan, olağanüstü hal kapsamında düzenlemelerin yapılmış olması uygulamada birtakım sorunlara yol açacaktır.
  3. Alt işveren işçilerinin tümünün, herhangi bir ayrıma tutulmadan kamuda kadroya geçirilmesi, başta ücret ve sosyal haklar olmak üzere çalışma şartlarının iyileştirilmesi, istihdam güvencesine kavuşturulmaları öncelikli talep olarak işçiler ve sendikaları tarafından ifade edilmiştir.
  4. KHK ile yapılan düzenlemeyle alt işveren işçileri arasında ayırım yapılmıştır. KHK’nin 127. Maddesiyle yapılan düzenlemenin kapsamına 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri alınmış, ancak anılan kanun ile KHK’nın eki (I) sayılı listede yer almayan kamu idareleri kapsam dışında bırakılmıştır.

Böylece KHK’yle yapılan düzenleme sonucu, bazı özel bütçeli kuruluşlar ile kamu iktisadi teşekküllerinde (KİT) çalışan taşeron şirketi işçileri kapsam dışında bırakılmış ve kadroya alınmamıştır. Bunun sonucu 58 KİT’te çalışan yaklaşık 50 bin işçi mağdur edilmiştir. Bunların da kapsama alınması hususunda olumlu haber beklenmektedir.

  1. Yerel yönetimlerde çalıştırılan işçiler arasında da ayrım yapılmış, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde çalıştırılan işçiler kapsamda olurken, halen belediye şirketi bünyesinde istihdam edilen işçilerin belediyenin kendi kadrosuna geçişleri sözkonusu olmamaktadır.
  2. Hukukumuzda sendikal örgütlenme “işkoluna göre sendikalaşma ilkesine” göre düzenlenmiş olmasına rağmen, KHK ile yapılan düzenlemede, aynı işyerinde farklı işkolunda kurulu sendikaların örgütlenmesine ve birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılmasına imkan verilmektedir. Bu düzenleme işyerlerinde kargaşaya ve çalışma barışının bozulmasına yol açacak niteliktedir. bir an önce yapılmalıdır.

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, gelişmeleri yakından izleyecek ve gelişmelere göre, Konfederasyonun güçlenerek çalışmalarını sürdürmesi ve başta sendikal örgütlenme olmak üzere işçi hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi konularında üzerine düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirecektir.